KRİPTO PARALAR VE ÇALINMASI HALİNDE İZLENEBİLECEK HUKUKİ YOLLAR

KRİPTO PARALAR VE ÇALINMASI HALİNDE İZLENEBİLECEK HUKUKİ YOLLAR

Son dönemde başta Bitcoin olmak üzere birçok altcoin[1]’de gerçekleşen fiyat artışları ile kripto paralar yeniden gündem olmuş durumda. Elbette böylesine hızlı ve ciddi miktardaki artışlar birçok insanın dikkatini çekiyor (Bu yazının yazıldığı 1 Kasım 2020 itibariyle Bitcoin’in Türk Lirası karşısındaki son 6 aylık net getirisi %180’in üzerindedir[2]) ve adeta bir fomo[3] oluşturan bu fiyat artışları piyasaya birçok yeni oyuncunun girmesine sebep oluyor.

Piyasaya yeni katılan yatırımcılar kripto para saklama cüzdanı oluşturma, alım-satım platformlarına kayıt olma ve kripto paralarını transfer etme konusunda deneyimsiz olunca kötü niyetli kişilerin doğrudan hedefi haline gelebiliyorlar. Genel itibariyle kripto paraların yeni bir trend olması, teknoloji ile ilgili olmayan bir kişi için satın alma, transfer etme ve saklama süreçlerinin nispeten zor ve karmaşık olması, gerek ülkemizde gerek dünyada kripto paralara ilişkin yeterli regülasyon bulunmaması sebepleriyle olası bir hırsızlık veya genel anlamda hukuka aykırı bir faaliyete maruz kalınması halinde, bu fillere maruz kalan kişilerin tam anlamıyla bir mağduriyet yaşamasına sebep oluyor.

 

Biz bu yazı kapsamında kripto para sahibi kişilerin bu varlıklarını nasıl koruması gerektiği, ne gibi potansiyel tehditlerin var olduğunu ve herhangi bir hırsızlık eylemine maruz kaldıklarında mevcut düzenlemeler ışığında nasıl bir yol izleyebilecekleri konuları üzerinde duracağız.

Kripto para, wikipedia’nın tanımına göre; “işlemlerini güvenceye almak için kriptografi yani şifreleme kullanan, çalışma şekli nakite alternatif bir değişim aracı olarak tasarlanmış bir dijital varlık, bir sanal unsurdur.”

Kripto para tanımını herhangi bir mevzuat hükmünden değil de wikipedia’dan aktarmamızın sebebi ise kripto varlıkların yasal olarak düzenlenmemiş olması. Buna karşın Türkiye’de 2020 yılı itibariyle 1 milyonu aşkın kripto para yatırımcısı olduğu biliniyor.[4] Elbette bu kadar ciddi sayıda kullanıcının olduğu bir sektörde düzenleyici kurumların bu konudan tamamen habersiz olduğu söylenemeyecektir.

6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sı̇stemlerı̇, Ödeme Hı̇zmetlerı̇ ve Elektronı̇k Para Kuruluşları Hakkında Kanun’un m.3/1-ç hükmünde elektronik para; Elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değeri, şeklinde tanımlanmıştır.

Ancak bilindiği üzere elektronik para kavramı kripto para ifadesini kapsamamakla birlikte 6493 sayılı kanunun kabul tarihinden (20/6/2013) beş ay sonra (23/11/2013) BDDK tarafından yapılan basın açıklamasında[5] Bitcoin hakkında sanal para ifadesi kullanılmıştır.

Bitcoin hakkında resmi kurumlarca yapılan diğer açıklamalar ise 2016 tarihli SPK araştırma raporu[6], 2017 tarihli TSPB duyurusu[7] ve Hazine Müsteşarlığı’nın finansal istikrar komitesi’nin 10 Ocak 2018 tarihinde gerçekleşen 34. toplantısında alınan kararlara ilişkin basın açıklaması[8]‘dır.

Şu an için ülkemizde kripto paralar hakkında yasal bir düzenleme bulunmasa da bu durum kripto varlık işlemlerinin tamamen serbest bir zeminde yürütüldüğü anlamına gelmemektedir. Zira regülatif kurumlar kripto paraları yakın takibinde tutmakta, tabiri caiz ise perde arkasından izlemekte ve genel hukuk kurallarımıza aykırı bir durum meydana geldiğinde müdahalede bulunmaktadırlar. Buna örnek olarak Overbit isimli kripto para borsasına getirilen erişim engeli kararı verilebilir (Bkz. 22.10.2020 tarihli SPK bülteni[9]) Overbit, SPK’nın Türkiye türev işlem platformları için öngördüğü 1:10 (10x) kaldıraçlı işlem sınırını ihlal ederek kullanıcılarının 500x’e kadar işlem açabilmesine olanak tanıyordu.

Çalışma sınırlarımıza dönecek olursak, bir şekilde kripto para temin edildiği varsayıldığında en önemli husus bu değerin ne şekilde saklanması/korunması gerektiğidir. Nasıl ki geleneksel nakit paralarımız için cüzdan, kredi ve banka kartlarımız için kartvizitlikler mevcut ise kripto paralarında kendine özel cüzdanları mevcuttur. Bunlar fiziki olan; kağıt cüzdan ve donanım cüzdan ve fiziki olmayan; masaüstü cüzdan, mobil cüzdan ve web cüzdan olarak sayılabilir.

Bu cüzdan tiplerinden hangisinin tercih edilmesi gerektiği tamamen kullanıcının ihtiyaçlarına göre belirlenebilecek bir durum olup şu an itibariyle en güvenli saklama yönteminin donanım cüzdanlar olduğunu belirtmek ile yetinelim.

Bu cüzdan tiplerine göre kripto paraların çalınması halinde hangi suç tiplerinin oluşabileceğini irdelemeden önce bir başka tartışma olan “kripto para, para mıdır emtia mıdır?” tartışmasına kısaca değinecek olursak; bu konuda yasal bir düzenleme bulunmadığını, Amerika, Kanada, Japonya gibi ülkelerde emtia olarak kabul edildiği, Almanya’da özel bir para birimi olarak kabul edildiğini, bizim yazarlarımıza göre ise ağırlıklı görüşün para yönünde olduğunu belirtelim. Ancak bu durum TCK m.141’de yer alan hırsızlık suçu bakımından bir önem teşkil etmemektedir. Zira madde metnindeki suç tipi; “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye…” şeklinde düzenlenmiş olup, görüldüğü üzere suçun konusunu taşınır bir mal oluşturmaktadır ve bu taşınır malın para yahut emtia olması bir farklılık arz etmeyecektir.

Bu konuya da değindikten sonra sırasıyla farklı cüzdan tiplerinden kripto paraların alınmasına göre izlenebilecek hukuki yolları irdeleyecek olursak;

İlk olarak içerisinde kripto para saklanan fiziki bir cüzdanın çalınması halinde klasik bir hırsızlık suçunun işlenmiş olacağı açık ve nettir. Kanunda sayılan koşulların varlığına göre suçun temel ya da nitelikli hal oluşmuştur ve bu doğrultuda standart şikayet, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin yürütüleceğini belirtebiliriz.

İkinci durumda yani online bir cüzdandan kripto paraların çalınması halinde üç farklı senaryo mevcuttur. Bunlardan ilki ve en sık rastlananı kripto para borsalarında tutulan kripto varlıkların çalınmasıdır. Eğer uluslararası bir borsadaki kripto varlıklarınız çalındı ise ilk ve hızlıca yapmanız gereken bu borsanın destek kısmıyla iletişime geçmektir. İngilizce olarak hazırlayacağınız ve yaşadığını mağduriyeti içeren bir e-postayı ilgili birime göndermelisiniz. Açıkçası bu noktadan sonra yapılabilecek tek şey borsanın olumlu geri dönüşünü beklemek oluyor. Zira bir sonraki adımda anlatacağımız hukuki süreçleri başlatsanız bile birçok uluslararası borsanın şirket bilgileri ve yöneticilerinin kimlik bilgileri gizli olmakla birlikte şirketin hangi ülke hukukuna tabi olduğunun tespiti dahi son derece güçtür.

Ayrıca Türkiye’de alacağınız herhangi bir yetkili merci kararının ilgili şirketin Türkiye’de bir temsilciliği olmadığı sürece şirket üzerinde bir yaptırım gücü olamayacağı keza bu kararın çok yüksek ihtimalle şirketin mukim olduğu ülkede tanıma/tenfizinin yapılmayacak olması hususları göz önünde bulundurulduğunda daha en başından kripto varlıkları Binance[10] gibi güvenilir ve kullanıcılarının yaşayabilecekleri olumsuzluklara hazırlıklı olmak amacıyla çeşitli fonlar (SAFU[11]) oluşturan borsalarda saklamak gerekliliği ortaya çıkıyor.

Eğer kripto varlıklarının Türkiye’de mukim bir kripto para borsasından çalındı ise başvurabileceğiniz pek çok hukuki yol mevcuttur. Zira bu örneğimizde başta TBK, TTK ve SPK olmak üzere pek çok kanuna tabi bir kurum mevcut. İlk olarak bir önceki örnekte bahsettiğimiz gibi bu durumu borsaya bildirmelisiniz. Kısa süre içerisinde online chat veya telefon aracılığı ile şirket yetkilileri sizle iletişime geçecektir. Ancak bir çözüm yolu üretemezler veya size dönüş yapmazlar ise gerekli hukuki süreçleri ivedilikle başlatmalısınız.

İlk olarak belirtmek gerekir ki mağduru olduğunuz suç tipi TCK m.142/2-e’de yer alan hırsızlık suçunun bilişim sistemleri kullanılmak suretiyle işlenen, daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halidir. Bilişim suçlarında hukuki süreç, genellikle sonradan fark edilmeleri sebebiyle, polise şikâyet ile değil Cumhuriyet Savcılığına verilecek dilekçe ile başlamaktadır. Ayrıca hırsızlık suçunun basit veya nitelikli olması fark etmeksizin her hali re’sen soruşturulur. Bu sebeple temel hali dahi söz konusu olsa 8 yıllık dava zamanaşımı süresince şikâyette bulunulması halinde soruşturma başlatılacaktır.

Bu noktada faillerin bilgisayar veya telefonunuzda bıraktığı kayıtları toplamak son derece önemlidir. Bu kayıtları daha sonrasında dilekçede delil olarak göstermelisiniz. Eğer bu konuda yeterli teknik bilginiz yok ise cihazlarınızı incelenmesi için adli bilişim uzmanlarına teslim etmelisiniz.

Ayrıca bakiyenizin tamamı değil de bir kısmı çalındı ise kalan bakiyeyi güvenli bir cüzdana aktarmayı ve borsa giriş şifrenizi değiştirmeyi ve etkin değil ise 2 faktörlü doğrulamayı etkinleştirmeyi unutmamalısınız.

Sizin topladığınız delillerin yanı sıra borsanızın ve internet servis sağlayıcınızın da ellerinde önemli deliller bulunmaktadır. Bu kurumlar ellerindeki delilleri yüksek ihtimalle sizle paylaşmayacak olsalar da dosya kapsamında girdikten sonra avukatınız aracılığıyla bu delilleri talep edebilirsiniz.

Tüm deliller ışığında ya da sürecin en başında kendi hesap geçmişinizi ve TxID’leri (Transaction ID – transfer hash’i/kodu/kimliği) detaylı şekilde incelediğinizde failler ile ilgili bir bilgi tespit edebilirseniz ilgili blok zincir ağından işlem geçmişlerini görüntüleyebilir ve şüpheli bir cüzdan numarası elde etmeniz halinde bu adresi, Chain Analysis gibi blok zincirlerini takip eden firmalara ve diğer borsalara bildirerek bu paranın aklanmasını önleyebilirsiniz. Zira pek çok büyük borsa bu konuda iş birliği halindedir ve suç aracı olarak kullanılmış cüzdan adreslerini kara listeye alarak bu adreslerden gelen transferleri reddedeler. Ayrıca aleth.io gibi internet siteleri aracılığıyla şüpheli olarak tespit ettiğiniz cüzdan adreslerinde meydana gelen hareketlilikleri size bildirim gelmesini sağlayabilirsiniz.

Diğer iki saklama yönetimi olan masaüstü cüzdan ve mobil cüzdandaki kripto paraların çalınması hallerinde ise bu uygulamanın yaratıcısı firmaların büyük oranda yurtdışında mukim olmaları sebebiyle yurtdışı merkezli borsa örneğinde olduğu gibi bir süreç izlenmesi gerekecektir. Ancak somut olay koşullarına göre başvurulabilecek birçok hukuki yöntem olabilmesi sebebiyle konunun uzmanı bir hukukçuya danışılması çözüme giden en doğru yol olacaktır.

Sonuç itibariyle kripto varlıklar sektörü, hepimiz için çok yeni bir teknoloji olmakla birlikte toplumun büyük bir kısmının yeterli teknik bilgiye sahip olmaması ve mevcut hukuk kurallarının da teknolojinin gelişimine ayak uyduramamış olması sebepleriyle bireylerin kendilerini geliştirmek ve kendi güvenliklerini büyük oranda yine kendilerinin sağlamaları gerektiği bir alandır. Bu piyasada işlem yapan kişilerin daha en başında yeterli teknik bilgiyi edinerek işlem yapmaları ve öncelikle yerli veya sektörün en güvenilir borsalarında işlemler gerçekleştirmeleri ileride çok pahalıya mal olacak siber güvenlik dersleri alınmasının önüne geçecektir.

 

STJ. AV. CAN AKGÜL

KAYNAKÇA [1] Bitcoin haricindeki diğer tüm kripto paralara verilen genel isim (ing. alternative coin’in kısaltılmış halidir). [2] Bkz. https://www.investing.com/crypto/bitcoin/btc-try-chart?cid=1031382 [3] Bir trendi kaçırma korkusu, (ing. Fear of Missing Out) Türkçe’de “treni kaçırma korkusu” olarak da bilinir.

[4] Bkz. https://www.cnnturk.com/ekonomi/turkler-en-buyuk-kripto-para-yatirimcisi?page=1

[5] https://www.bddk.org.tr/ContentBddk/dokuman/duyuru_0512_01.pdf [6] https://www.spk.gov.tr/SiteApps/Yayin/YayinGoster/1130 [7] https://www.tspb.org.tr/wp-content/uploads/2017/12/Genel-Mektup-785-Sanal-Paralara-Dayalı-İşlemler-hk..pdf [8] https://115101-327832-raikfcquaxqncofqfm.stackpathdns.com/wp-content/uploads/2018/03/Kripto_Paralara_Iliskin_Hazine_Mustesarligi_Aciklamasi_11012018.doc?x92415 [9] https://spk.gov.tr/Bulten/Goster?year=2020&no=65

[10] Toplam hacim bakımından dünyanın en büyük kripto para borsası (Bkz. https://www.coingecko.com/en/exchanges). [11] Binance’in 2018 yılında oluşturduğu ve o tarihten beri elde ettiği komisyon oranlarının %10’unu aktardığı soğuk cüzdan.